Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Pandeminin Etkisi 

Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Pandeminin Etkisi

1219 sayılı Tababet Ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un  Ek Madde 12’ye göre uygulanan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası 2010 yılından bu yana kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının yükümlü tutulduğu bir uygulamadır.

Serbest ya da kamu veya özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların poliçede belirtilen mesleki faaliyeti ifa ederken, sözleşme tarihinden önceki on yıllık dönemdeki veya sözleşme süresi içinde mesleki faaliyeti nedeniyle verdiği zararlara bağlı olarak sözleşme süresi içinde kendisine yapılan tazminat taleplerine ve bu taleple bağlantılı yargılama giderleri ile hükmolunacak faize ve sigortalı aleyhine ileri sürülen tazminat talebine ilişkin makul giderlere karşı poliçede belirlenen limitler dahilinde teminat sağlar. Ancak on yıllık dönemin başlangıcı 30 Temmuz 2009’u geçemez ve bir aydan fazla sigortasız kalınan dönemlerde meydana gelen olaylara bağlı olarak sigortalı dönemlerde yapılan ihbarlar için sigorta koruması yoktur. Sigortalının Mesleki faaliyete son vermesi halinde, teminata ek olarak, son sigorta sözleşmesi dönemindeki mesleki faaliyetinden dolayı sözleşmenin bitiş tarihinden iki yıl sonrasına kadar ortaya çıkabilecek talepler de teminat dahilindedir.

31135 sayılı ve 23.05.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Tıbbi Kötü Uygulamaya İlişkin Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasında Kurum Katkısına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Tebliğ (2010/1)’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile iki önemli ekleme yapılmıştır.

Bunlardan ilki, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında yer alan tüm tabipleri kapsamakta olup  “Kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları ile bu kurum ve kuruluşların bağlı, ilgili veya ilişkili birimlerinde pandemi sebebiyle yapılan görevlendirmeler kapsamındaki tüm iş ve işlemler III. Risk Grubu kapsamında değerlendirilir” şeklindeki değişikliktir. Zira madde ile branşta uzmanlık ayrımı yapılmaksızın pandemi nedeni ile hizmet veren tüm tabipler yönünden azami teminat tutarı 600.000TL olarak belirlenmiş ve bu koruyucu madde ile tabiplerin sahadaki çalışmalarının desteklendiği görülmüştür.

2010/1 sayılı Tebliğ’deki diğer bir değişiklik ise Sigorta Poliçesin Genel Şartlar bölümünde sigortanın konusunu belirleyen maddesine ilişkindir.

Bu hususta söz konusu değişiklikten önce zaten benzer bir düzenlemenin 2014 yılındaki değişiklik ile kamu sağlık kurum ve kuruluşunda çalışan tabiplere sağlandığını söylemek mümkündür. Zira bu düzenleme ile zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kamu sağlık kurum ve kuruluşunda çalışan sigortalının kendi görev yeri ve branşı dışında da olsa ilgili mevzuat çerçevesinde görevlendirildiği yer ve branşlardaki faaliyetlerini de ilave sözleşme düzenlenmeksizin veya prim tahsil edilmeksizin kapsamaktadır.

23.05.2020 tarihli değişiklik ise zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesini Özel Kurum ve Kuruluşlarda çalışan ve mesleklerini serbest olarak icra eden tabipler yönünden görev yeri ve branşı ile sınırlı olmamak üzere pandemi nedeniyle görevlendirilmeleri halindeki tüm faaliyetlerini kapsar duruma gelmiştir. Üstelik bu halde sigortalı tabip, ilave sözleşme düzenlemek zorunda olmadığı gibi, mevcut sözleşmeye ek olarak prim ödeme borcu altında da değildir. Bu madde ise yukarıda izah edilen değişikliği bütünler niteliktedir. Değişikliği getiren madde metni ise şöyledir:

“Buna ek olarak, özel sağlık kurum ve kuruluşlarında çalışan ve mesleklerini serbest olarak icra eden sigortalıların kendi görev yeri ve branşı dışında da olsa ilgili mevzuat çerçevesinde kamu ve özel sağlık kurum ve kuruluşları ile bu kurum ve kuruluşların bağlı, ilgili veya ilişkili birimlerinde pandemi sebebiyle görevlendirilmeleri nedeniyle yürüttükleri faaliyetleri, ilave sözleşme düzenlenmeksizin veya prim tahsil edilmeksizin poliçenin kapsamına dahildir”

Her iki değişikliğin de bir ihtiyaçtan doğduğu aşikardır. COVID’in hayatımıza girmesiyle Dünyamız da olağan olmayan yeni koşullarda ayakta kalmaya çalışmaktadır. Bilinmeyen ve keşfedilmeye çalışılan bu yeni salgın nedeni ile öncelikle korunması gerekenlerden biri de tabiplerdir. Tıp literatüründe benzerlerinden ayrı olan ve her türlü çaba gösterilerek çözüm yolu aranan bu yeni düzende; öngörülemeyen ve kaçınılmaz olan bu duruma karşı tıbbi hataların yaşanması maalesef ki beklenebilecek bir durumdur.

Söz konusu değişiklik ise 01.01.2020’den itibaren yürürlüğe girmiştir. Bu halde, geçmişi olmayan ve geleceğinin neler göstereceği konusunda tereddüt barındıran Covid-19 adlı pandeminin ülkemizde görülmeye başlanmasından çok daha öncesini kapsar şekilde değişikliğin uygulanması yerinde ve ihtiyacı karşılar niteliktedir.

Yorum yapabilirsiniz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir